1860'ların Amerikan Batısı'nda, bir rahip ve ailesi, kapalı bir vagonla uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkmışlardır. Yolculukları sırasında, derin ve karanlık bir ormandan gelen esrarengiz bir ses duyarlar. Sesin Tanrı'dan geldiğini düşünen aile, bu kutsal işareti büyük bir saygıyla dinlemeye ve tapınma amacıyla bu sesin ardındaki mesajı çözmeye karar verir. Ancak, zaman geçtikçe, bu gizemli sesin sadece ruhsal bir uyarı değil, aynı zamanda karanlık ve tehlikeli bir şeyin habercisi olduğunu fark ederler. Sesin ardındaki gerçek, hem fiziksel hem de manevi olarak onları derinden sarsacak ve güvenli olarak bildikleri dünyayı köklü bir şekilde sorgulamalarına neden olacaktır.