1898 yılının Yorkshire’ında Sarah, sevdiği adamı kaybetmenin acısıyla boğuşan bir kadındır. Kocası, gizemli bir şekilde ölmüştür ve ardında yalnızca hüzün ve belirsizlik bırakmıştır. Sarah, ölen kocasının evini terk ettikten sonra, oğlu Oliver’la birlikte eski evlerine geri dönmeye karar verir. Evin pencerelerinden gelen soğuk rüzgâr, kasvetli bir sessizlikle birleştirilmiştir. Her adımda, her köşede geçmişin izleri sarar Sarah’ı. Ev, adeta bir mezar gibidir. Ancak, eve ilk adımlarını attıkları anda, bir şeylerin doğru olmadığını hissederler. Hislerinde hiç de yanılmadıklarını çok yakında anlayacaklardır.
