Bir adam, bilincini kaybetmiş bir şekilde hastanede uyanır. Gözlerini açtığında, etrafındaki hastane odasının alışılmadık derecede sessiz olduğunu fark eder. Ancak kısa bir süre sonra tuhaf ve karanlık bir kâbusun içinde olduğunu anlar. Bu kabuslar, onun geçmişine dair anıları parçalar halinde hatırlamasına neden olurken, aynı zamanda kendisini içinde bulduğu hastane odasının gerçekliğini sorgulamaya itmektedir. Bu süreçte, gerçeklik ve rüya arasındaki sınır giderek belirsizleşirken, adamın içsel mücadelesi ve zorlu yolculuğu izleyiciyi de derin bir gizemin içine sürükler.