El Perro, savaşın ortasında kaybolmuş bir asker olarak, onu kaçıranların elinde uzun süredir esaret altında kalmıştı. Zamanla, umutsuzluk ve çaresizlik içinde yaşamını sürdürmeye çalışırken, bir gün kaçıranları ile paramiliter güçler arasında beklenmedik bir çatışma patlak verir. Bu kaos anını fırsat bilerek, El Perro tüm gücünü toplayarak kaçmayı başarır. Ancak bu kaçış, sadece fiziksel bir özgürlüğün başlangıcı değildir. El Perro, yaralı ve bitkin halde, ormanın derinliklerine sığınır ve burada izole bir köylü ailesinin evine ulaşır. Aile, dış dünyadan kopuk, kendi halinde yaşamaktadır, ancak ilk başta güvenli bir sığınak gibi görünen bu ev, karanlık bir sırra ev sahipliği yapmaktadır.