Caiman

Vieques Adası, yıllardır uğursuz söylentilerle anılan bir yerdi; fakat bir adam için burası, sevdiğini kaybettiği lanetli topraktı. Onu geri getiremeyeceğini bilse de, içindeki hesaplaşma arzusu bu yolculuğu zorunlu kıldı. Yanında taşıdığı kamera ve defter, onun tek sırdaşıdır. Her gece tuttuğu günlükler, yalnızca bir av hikâyesi değil, aynı zamanda bir insanın umutsuzca kapanmaya çalışan yaralarının yansımasıdır. Geceleri puslu sisin içinden gelen ayak sesleri, rüzgârla karışan fısıltılar adamın aklını sınar. Bu mücadele, yaratığa karşı olduğu kadar kendi zihnine karşı da bir savaştır. Kimi zaman doğanın kendisi bile ona tuzak kuruyor gibi görünür.