Clover Falls’un puslu sokaklarında, Abbie Bladecut kanla yazılmış bir kaderin ortasında sıkışıp kalmıştı. Babasının, karanlık bir ticaretin sessiz dehşetiyle örülü mirası, Abbie’nin omuzlarına yüklenirken, kalbinin ritmi farklı bir şarkı çalıyordu. Çocukluğundan beri izlemek zorunda kaldığı korkunç kayıtlar, kabuslarına şekil verirken, içindeki bir şey değişiyordu. Bu ölümcül mirası sürdürebilir miydi, yoksa onu kökünden söküp atabilir miydi? Abbie, kasabanın gölgelerinde kendini ararken, yalnızca ailesinin lanetiyle değil, içindeki iki zıt güçle de savaşmak zorundaydı. Biri, kanlı geleneklerin zincirlerini kırmak isterken, diğeri o karanlık dünyaya karşı durmanın imkânsız olduğunu fısıldıyordu.