Başarılı fakat agorafobi ile mücadele eden izole bir sanatçının hayatı, eserlerinden biri canlanınca alt üst olur. İlk başta, bu kendine dayattığı sürgünden bir kaçış olarak neşeyle karşılar, ancak yeni arkadaşlarının göründükleri gibi olmadığını fark eder. Sanatçının küçük dünyası, dış dünyaya olan korkusunun, yeni yaratımlarının özgürlük arzusuyla çatışmasıyla parçalanmaya başlar. Canlanan eseriyle kurduğu ilişki, ona yalnızlığından bir kaçış sunarken, aynı zamanda daha büyük zorluklar ve tehlikeler getirir. Yeni dostlarının gerçek niyetleri ortaya çıktıkça, sanatçı hem içsel hem de dışsal bir mücadeleye sürüklenir.